Kötü insanlar dünyanın her yerinde vardır, tıpkı iyi insanların olduğu gibi..
Kadınlara tecavüz eden, çocuklara göz diken, çalan, yalan söyleyen, yasaları hiçe sayan, ırkçı düşüncelere sahip, cinsiyet ayrımcısı, fanatik, bağnaz, şiddet eğilimli, özetle bir biçimde kötü insanlar..
Medeni dünyayı medeni olmayan dünyadan ayırt eden şey bu gibi insanların olmaması değildir. Misal, medeniyet söz konusu olduğunda örnek vermeyi pek sevdiğimiz Hollanda, Kanada, Finlandiya, Yeni Zellanda ya da İsveç'te de yukarında saydığım kötücül özelliklere sahip insanlar vardır. Orada da tecavüz eden, cinayet işleyen, pedofil, ırkçı, ayrımcı, fanatik insanlar yaşar. Bu gibi ülkelerin tarihleri de şiddet, vahşet, kaos, nefret, ayrımcılık örnekleriyle doludur...
Onları bugün medeni saymamıza neden olan şey, bu sayılanların olmamış olması, olmuyor olması, olmayacak olması değil, olduğunda mücrimin başına gelecekleri bilmesidir. Medeni dünyada yaşayan şiddet yanlıları, ayrımcılar, sapıklar, katiller, sistemin onları yakalama ihtimalinin yüksek olduğu bilgisiyle yaşarlar.. Ve tabii bir kez yakalandıklarında da bunun bedelini ödeyeceklerinin bilgisiyle.. Yani medeni dünyanın insanları iyi doğmaz, iyi olmayı öğrenirler.. Sistem, beğenelim ya da beğenmeyelim, onları kendilerini kontrol etmek konusunda zorlar.. Üstelik bu zorlama büyük ölçüde işe de yarar..
Medeni dünya, insanların, suç işlememesiyle değil, yaptıkları eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacakları duygusunu yaşatmasıyla iş görür..
Kötüler her yerde vardır, yalnızca yüz buldukları yerlerde gerçek yüzlerini rahatlıkla ortaya koyabilecek cesarete sahip olurlar..