22 Eylül 2018 Cumartesi
Her zaman doğru yanıtları bulamayabiliriz ama doğru sorular orada duruyor.
Baktım herkes çocuğuna pantolon alamadığı için canına kıyan babanın çocuğunun devam ettiği okulun yönetimine, öğretmenlerine salanmış. Belli açılardan haklı bir itiraz zira eğitimciler çok daha duyarlı olmalı. Ancak aynı eğitimci kuralları biraz esnetse bu sefer de aymazlık ve sorumsuzlukla itham edilecektir. İki yüzlülüğümüzün bahaneleridir.
Benzer şekilde çok ağır koşullarda sağlık hizmeti vermeye çalışan personele yapılan saldırılardan sonra "o doktor/hemşire de kim bilir ne yapmıştır?" minvalinde sözler işitiriz. İşin icracısı olan somut insanlara saldırmak kolaydır çünkü gözün önünde olanlar onlardır. Ancak onlar sorunun kaynağı değil, zırt deliğinde yer alan hedeflerdir. Buradan hiçbir sorumlulukları olmadıkları sonucuna da gidilmemelidir zira kurallar insanlar içindir ama insanlardan üstün değildir.
Binlerce doğru yanıtınız olsa da doğru soruyu sormadıysanız bir değeri yoktur zira insan zihninin tembelliği onu kolay olana yöneltir. Bu durumda doğru sorular çocuğun devam ettiği okulun yönetimi ya da öğretmenlerine "vicdanınız rahat mı?" ya da "çocuklarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız?" değildir. Doğru sorular, "sosyal devlet nedir?", "bizde neden sosyal devlet ilkelerine uyulmuyor?", "nasıl oluyor da öyle olmadıklarını bile bile seçtiğimiz yöneticilerin sosyal devleti inşa etmesini bekliyoruz?", "sistemin böyle sürüp gitmesinde benim payım nedir?" "yurttaşlar olarak diğer yurttaşlara karşı yegâne sorumluluğumuz onların hâline üzülüp kendi halimize şükür etmekten mi ibarettir?", "kötülüğün yasalaşmasında payım nedir?" olmalı.
Vicdan merhametten büyüktür. Vicdanlı günler dilerim sevgili Orta Dünya halkları.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)