2 Mayıs 2025 Cuma

Ahlakını biyolojik temelleri: ne zaman insan olduk?

Seri katillerle ilgili bir kitap okumuştum. Oradan aklımda kalan iki bilgi var: ilki seri katillerin işe genellikle hayvanlara eziyet ederek başladıkları. İkincisi de işkence edip öldürdükleri insanları özne olarak daha doğrusu insan olarak görmedikleriydi. Yani nesne haline getirmeden, onu diğer varlıklar gibi değersizleştirmeden cinayet işleyememeleriydi. Seri katillerden bir şekilde kurtulmayı başarmış bütün kurbanlar aynı şeyi söylemişti "onunla iletişim kurdum, yani konuştum." Böylece katil için özne olan kurban, bir tür merhametle ödüllendirilmekteydi.

Nazizm döneminden sonra yapılan çalışmalar, Adolf Hitler'i yakından tanımış bütün çocuklar, özellikle SS subaylarının çocukları, Adolf amcalarını oyunbaz, neşeli, tonton bir erkek akraba olarak tanımladığını göstermiştir. Sonrasında Adolf amcalarının soykırım faaliyetlerini öğrenen pek çok insanın buna inanmayı reddetmesi de bundandır. Kedisi öldüğünde günlerce ağlayan bu adam, binlerce insanı gaz odalarına gönderirken en ufak bir tereddüt yaşamamıştır. Zira onun için başta Yahudiler olmak üzere, Ari olmayan halkların hayatları değersizdi. 

Benzer şekilde Gazze'de çocuk, kadın demeden ölüm saçan İsrail askerleri de kadim düşmanları Hitler'le aynı duyguyu paylaşmaktadır. Yani Nazizm Yahudileri de birer Nazi yapmış, Filistinliler onların gözünde birer can değil, birer nesne  olmuştur. Musevi yazar Arno Grüen'ün ünlü kitabına adını veren kavram da buradan gelir: Empatinin Yitimi. 

ABD'de George Floyd'un "nefes alamıyorum" diye yalvarmalarına rağmen, görüntüye alınmasına aldırmadan,  boğazına 7 dakika boyunca basarak öldüren polis memuru Derek Chauvin için de "o pis zenci" bir özne degildi. Tıpkı dünkü 1 Mayıs gösterilerine katılan, çoğu öğrenci olan eylemcilerin boğazına basan, ters kelepçe yapan, kasınlarına, kafalarına tekme atan polisler için, o eylemcilerin özne olmaması gibi. Çünkü ABD polisi de Türk polisi de gizil olarak bilir ki maaşını veren iktidarın onaylamadığı her varlık "öteki"dir ve "öteki" "biz"in sahip olduğu ayrıcalıklardan muaftır. 

Evrim bize kendimize benzeyene merhamet etme, yakınlık gösterme, korumacılık sergileme eğilimi vermiştir. Aynı zamanda bize benzemeyene, farklı olana eşitsiz davranma, onu yok sayma hatta ona kötülük etme eğilimi de vermiştir. Her ikisi de gayet anlaşılabilir eğilimler zira hayatta kalma ve türün devamı için avantaj sağlıyor. Ancak hayvanlardan ayrıldığımız nokta da tam burası. Evrimsel sürece mahkum kalmayıp eylemlerimizi analize tabi tutmak, iradi seçimler yapmak, fedakarlıkta bulunmak, eşitlik var saymak, "ötekine kendi türdeşimiz gibi davranmak bizi insan haline getiriyor. 

İnsanı günler dilerim, Orta Dünya'nın kuyruksuz maymun hakları.