Dante Alighieri, İlahi Komedya'nın Cehennem Bölümündeki ünlü dizelerinde, "Cehennemin en karanlık yerleri, buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır" der.
Tarafız olduğunu iddia etmek, sanırım, başka insanlar üzerinde kendimizin olumlu bir imgesini oluşturmak için öncelikle kendimize söylediğimiz, sonra da diğerlerini ikna etmeye çalıştığımız bir yanılsama. Ama en büyük yanılsama, etrafımızdaki herkesin buna ikna olduğunu düşünmemiz.
Taraflı olmakta zerre sakınca yok; insan doğası, bir şeyleri, diğerlerinden daha fazla kabul etme eğilimindedir. Asıl sorun, öyle değilmiş gibi davranmak, öyle değilmiş gibi görünmeye çalışmakta yatıyor. O zaman, mesela, "diğer" tarafa çakmak, tarafsızlıkmış gibi görünebiliyor ama öyle olmuyor. Çünkü tarafsızlık, yeri geldiğine yandaş olduğun görüşe/inanca/eğilime de çakmayı gerektirir.
Burada sergilenecek en etik tavır, olsa olsa, taraflı olduğunu kabul etmek ve bunu meşrulaştıracak zeminde mücadele etmektir. İnsan, çok çeşitli sebeplerle kendisini muktedirin yandaşı olarak görebilir. Bu durumda alacağı eleştiri konusunda çok daha sağduyulu ve sakin olmalıdır.
Kimse tarafsız olmak zorunda değil; ama bu ahlaksızlık ya da akılsızlık için gerekçe olamaz..
Tarafsız olmak fikirsiz olmak değildir. Önemli olan karar alma sürecinde adil ve tarafsız olmaktır. Doğru. Ancak, tarafsız olmanın bir yanilsama, olduğu iddiasi, iddialı değil mi?
YanıtlaSilTarafsız olmak fikirsiz olmak değildir. Önemli olan karar alma sürecinde adil ve tarafsız olmaktır. Doğru. Ancak, tarafsız olmanın bir yanilsama, olduğu iddiasi, iddialı değil mi?
YanıtlaSil