5 Aralık 2019 Perşembe

Türkiye'de kadın olmak; avcılarını avlamak zorunda kalan av olmaktır.

Bu ülkede kadın olmak;
çocukken baba ya da ağabeyin, yetişkinlikte sevgili ya da nişanlı ya da kocanın, yaşlılıkta erkek evladın uzantısı sayılmaktır; bedenine sahip çıkamamaktır;
evdeki ağabeyin kendinden daha değerli olduğunu gizliden bir acıyla bilerek yaşamaktır;
anne-babanın gözdesi olabilmek için erkek kardeşinden iki katı fazla ders çalışmaktır;
okulda sıra arkadaşın olan çocuktan nedenini bilmesen de sakınaman gerektiğini düşünerek büyümektir;
sırf erkek olduğu için eşitin erkek meslektaşının senin önüne geçmesini izlemektir;
gece sokakta yalnız yürümek zorunda kalınca bir güvercin tedirginliği yaşamaktır;
durup dururken eteğini düzeltmek, yakanı toparlamak, gülümsememek, tanımadığın bir erkekle göz göze gelmemek gerektiğini bilmek ama bunları yaptığında da 'kezban'lıkla suçlanmaktır;
toplu taşımda, okulda, iş yerinde, plajda, parkta, sokakta yani kamusal olan her yerde kendini korumaya alan refleksler geliştirmiş olmaktır;
seni seven erkeklerin günün birinde en acımasız düşmanın hatta katilin olabileceği korkusunu ruhunun en derininde yaşamaktır; siyasetçilerin her şey olup biterken sessiz destekçiler olduğunu ama sonrasında olayın takipçisi olacakları yalanını küfür ede ede dinlemektir;
Allah'ın erkeklere emaneti olduğun yalanıyla kendini kandırmaktır; seçme ve seçilme hakkını bedavadan edindiğin için bunu kadın hakları zaferi sanmaktır; ennihayetinde katledilmiş başka bir hemcinsin için destek verdiğin #...içinadalet etiketinin senin için de günün birinde açılacağı korkusuyla yaşamaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder