Neyin iyi geldiği tamamen kişisel tarihimiz, deneyimimiz, ihtiyaçlarımızla ilintilidir.. Bu nedenle değişkendir.. Bana iyi gelenler, bir başkasının iyiliğine olmayabilir.. Hatta bana bugün iyi gelenler, günün birinde iyi gelmeyebilir.. Mutlak bir "iyi" kodeksimizden çok, ihtiyaçlara göre oluşturulan bir alışveriş listesine benzeyen "iyi gelenler" listemiz vardır.. Günün koşullarına göre günceller; bütçemiz, kapasitemiz ya da lüksümüze göre eklemeler, çıkarmalar yaparız...
Bununla birlikte "iyi gelme" halinin iki yönlü işlediğinin unutulmaması gerekir; iyi gelenler ve iyi geldiğini zannettiklerimiz. Gerçekten iyi gelen şeylere, rahatlama, huzur ya da buna benzeyen olumlu haller eşlik eder.. Ancak bu eşlikçilere bakıp yanılmamak gerekir zira tiryaki için sigara, bağımlı için uyuşturucunun yarattığı iyilik halleri de yanıltıcı eşlikçilerdir.. Sonrası sıkıntılıdır; her defasında katlanarak artan bir zaafa dönüşürler..
Gerçek bir iyi gelme hali, kanaatimce, rahatı bozduktan, karıştırdıktan, hatta sıkıntı yarattıktan sonra geliştiren, sağıltan, düzenleyen bir süreçtir.. Kendimiz hakkında en doğru bilgileri, bize sahte bir nezaketle davrananlardan değil, yeri geldiğinde kırıp dökenlerden öğreniriz.. Bizi kötülüğü dokunanlar, her zaman kötüler olmaz.. Tabii ki iyiler de her zaman iyiliğimizle sonuçlanan katkılar sağlamaz..
Israrla reddettiğiniz, kabul etmek istemediğiniz, rahatınızı bozan şeylere bir kere daha dikkatlice bakın.. Belki de asıl iyi gelenler, şeytanlarımızla yüzleşmemizi sağlayacak olan reddetiklerimizin gölgelerinde ikamet etmektedir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder