6 Nisan 2020 Pazartesi

Tuzunuz kuru mu?

Tuz hakkında bir hikaye: aktarıcısı annemdir, bu vesileyle kadından kadına geçen sözlü bilgeliğin değerini de bildirelim;

Şimdi market rafında 3 liraya satıldığı için insanlık tarihi açısından ne anlama geldiğini pek bilmediğimiz değerli bir madendir. Buz dolaplarının, koruyucu kimyasalların, gıda işleme teknolojilerinin olmadığı dönemlerde, tuz, gıdaların saklanmasında kendisinden yararlanılan en değerli doğal bileşiklerden birisidir. Aynı zamanda besicilikte de kullanıldığı için tarım toplumları açısından para kadar önemliydi. O kadar değerliydi ki Salzburg (tuz şehri) gibi şehirlere isim olmuş, standart değişim aracı olduğu için ekonomik bir terim olan 'salary' (maaş) sözcüğünün kökende de kendisini bulmak mümkündür.


İşte tuzun en alttakilerin fiziksel emeğiyle madenler ya da tuzlalardaki etkinlikleriyle elde edildiği dönemlerde, köyün birinde kadının birisi isteyen herkese kocasının tuzladan bin bir emekle getirdiği tuzu vermekte sakınca görmezmiş. Tuz çuvalının kısa sürede tükendiğini gören adam, her defasında karısına her isteyene vermemesi gerektiğini söyler ama kadın komşularla iyi geçinmek için kocasının sözüne kulak asmazmış.

Canına tak eden adam çuvalın dibini görünce hiddetlenmiş ve bir dahaki tuz işine karısını da götürmeye karar vermiş. Tuzlada güneşin altında saatlerce tuz kazan, çamurlu tuzu yıkayıp kurutup kocasının sırtına vurduğu çuvalla eve taşıyan kadın, meselenin iki günlük yorgunlukla bitmeyeceğini anladığında artık çok geçmiş. Çünkü tuz çuvalını taşımaktan sırtında yaralar açılan ve günlerce acı çeken kadın, hasta yattığı yatakta 'hele bir iyileşeyim bir daha kimseye tuz vermem' diye yeminler etmiş.

Neyse efendim hasta yatarken kapıyı tıklatmayan komşulardan birisi, kadının ayaklandığını görünce elinde bir kaseyle kapıda belirmiş. Tuzun bedelini çok ağır bir biçimde ödemiş olan kadın "gördüm tuzun yokuşunu, götümün yere akışını" demiş, "bir daha kimseye bir çimdik tuz vermem diye büyük yemin ettim". Sonra duraksamış "ver kaseyi" demiş, "kocamın çuvalından vereyim".

Özetle sevgili Orta Dünya'nın kadim halkları, deneyim bile bazen öğretici olmaz çünkü insan özü itibariyle dirençli bir hayvandır.

1 yorum:

  1. �� ilk satırdan sonra “tuzu kuruya” bağlanacak diye tahmin etmiştim ama yanılmışım. Sayenizde yeni bir terim daha öğrendim hocam ✌��

    YanıtlaSil