"Devlet ayakkabı mı satar?", "devlet maden mi çıkarır?", "devlet şeker mi üretir?", "devlet kumaş mı dokur?" diye 1980 darbesinden sonra tutturdukları türküyü, halka da söylettiler, halkımız da teşneymiş, hep bir ağızdan eşlik etti. "Özel okullar daha iyi", "özel hastaneler daha iyi" diyen sonradan görme bir kesim, özelleştirme depremini, kendilerini ayrıcalıklı hissedecekleri bir lunapark gibi heyecanla alkışladı.
Geldiğimiz noktada, SGK'yı dolandırmak isteyen bir kansız grubunun, sağlıklı bebekleri, hiç gerekmediği halde yoğun bakımda ölüme gönderdiğini ögrendik. Bebeğini kaybeden bir annenin şikayetiyle başlayan süreç, soruşturma açan savcının ölümle tehdit edilmesiyle devam etmiş. Neyse ki savcı bir biçimde peşini bırakmamış, süreci bu gün bazımızın küfür ederek, bazımızın ağlayarak tanıklık ettiği yere kadar taşımış.
Mevcut ve önceki iktidarları ve onların yağma ve talan ekonomisi anlayışlarını eleştirmeden, yalnızca ah, vah ederek söyleyeceğimiz her söz eksik kalacaktır. Yetkililer (!) vicdanım rahat demiş. Neden? Çünkü vicdansızım demektense vicdanım rahat demek daha kolay. Üç beş güne bunu da unutacağız, sonra gene benzer bir olaya, derinlemesine analiz yapmadan sövüp sayacağız. Güvendikleri de zaten bu hastalıklı unutkanlığımız.
Biz akıllanmayız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder