Ev alırken statik hesaplarına, beton kalitesine bakacağız; tatile giderken otelin yangın güvenliğine bakacağız; yemeğe gittiğimiz restoranın sahte rakı satıp satamadığı bakacağız; muayene olduğumuz hekimin diplomasının sahte olup olmadığına bakacağız; imamın sapık, öğretmenin dayakçı, polisin madde bağımlısı, bankacının hırsız olup olmadığına bakacağız.
Beri yandan belli bir bilinç düzeyine gelmemiş bireyler ve o bireylerden müteşekkil toplumlarda, öncelikler farklı belirlenir. Günübirlik yaşayan insanlar, yöneticilerinden hizmet, adalet, eşitlik, farklılıklara saygı gibi değerler değil, geçici çıkarlarına uygun minik "iyilikler"le yetinirler. Kısa günün karı, uzun hayatın zararı olur.
O sırada devlet ne yapacak? Ona bu işleri yapması için ödediğimiz vergilerle bizi cezanaldıracağı adliyeler, bizi cezalandırdığında koyacağı hapishaneler inşa edecek. Neden? Çünkü hesap soran, talep eden bir kitleyle değil, her şeye hüzünlenen ama hiçbir eylemde bulunmayan bir kitlenin daha fazlasını hak ettiğine dair refleksleri köreleli çok oldu.
Böyle devlet yönetmekten ne var? Gargamel iktidara gelse Şirinler köyünü bundan adil yönetirdi

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder