2 Temmuz'u unutma!
Cuma kılmak için gittikleri Camiye ayakkabılarla girmemişlerdi, tekbir getirerek çıktılar. Büyük bi gürültü ile, kin ve nefret kusarak, dini hassaiyetlerinin incinmesini gerekçe göstererek içinde çoğu lise öğrencisi, sanatçılar ve aktivisterden oluşan konukların kaldığı Madımak Oteli'ni, tereddüt etmeden ateşe verdiler.
Bunlar olurken polis ve asker izledi, hatta örtük destek verdi.
Vali ortada yoktu.
İtfaiye yangını söndürmekte ve kurtarma çalışmalarında gönülsüz davrandı.
Donemin Başbakanı, yakanların başına bir şey gelmemiş olmasına sükretti.
İlgili bakanlar ve bürokratlar da benzer bir aymazlıkla "ama Aziz Nesin de dini hassaiyetleri kem küm, tabii yani % 99'u Müslüman olan bir ülkede..." diye beyan verdiler.
Yargılama o kadar uzun sürdü ki zaman aşımına uğradı. Hoş uğramasaydı da bir sonuç alınamyacağı, geçen süre içinde yapılan uygulamalardan anlaşılıyordu.
Zaman aşımı açıklanıp dava düşünce, dönemin Başbakanı, "vatanımız, miletimiz için hayırlı olmuştur" dedi.
Sanık avukatlarının 8'i başarılı (!) çalışmalarından dolayı akepeden milletvekili seçildi.
Suç, ölenlerin üstüne kaldı, başka suçlu kalmadı.
Türk devlet geleneğinin katliam tarihine, televizyonlardan canlı yayınlanan ve kimsenin müdahale etmediği katliam olarak geçti.
İnsanlık yandı, ciğerlere dolan insan kokusuydu.
Sanılanın aksine travma için iyileştirici olan unutmaya çalışmak değil, bütünlüklü biçimde çalışan bir bellektir.
Sivas'ı unutma! Çünkü 2 Temmuz, utanılması gereken varlıklar olduğumuzun isli, kara tarihidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder