Irkçılık ya da milliyetçilik ya da benzeri ideolojileri hastalık olarak tanımlamak, suçu ve suçluları psikiyatirze etmek son derece tehlikeli bir tutumdur. Akıl sağlığı bozuk kimseleri marjinalize etmeye ve saldırganlığın nesnesi haline getirmeye neden olur.
Akıl hastalıkları tedavi ya da tıbbi bakımı çoğunlukla mümkün olan, olağan, doğal olgulardır. İdeolojiler gibi seçimle ortaya çıkmazlar. Kötülüğü kötülük olarak sınıflandırmak ve tanımlamak yeterlidir. Kötülüğe tıp ya da diğer bilimlerden dayanak ya da bulmaya gerek yoktur. Kötülüğü ve kötüyü tanımlayamadığımız için, kötüye kötü diyemediğimiz için kötüyü daha havalı terimlerle pekiştirmeye çalışmaya gerek yoktur. Kötü kötüdür, yapılması gereken tanımın içini doldurmaktır. Kim kötüdür? Amerikalı beyazlar mı? Pekiyi Suriyelilerden nefret eden milliyetçi hassasiyetler? Gündelik siyasette Ermeni dölü ya da Yahudi tohumu demekten çekinmeyen mütedeyyin hassasiyetler? Kadın cinselliği üzerinden edilen küfrün sahibi eril zihinler?
Şu soruyu sorarak başlayabiliriz: gerçeklikle bağı kopmuş birisi mi kötüdür yoksa resmi gücün bazen açık bazen örtük onayını alarak kendisi gibi olmayana gerekirse öldürecek kadar tahammül göstermeyenler mi? "Bizde ırkçılık yoktur" cümlesindeki gizli ırkçılığı fark ettiniz mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder